28.1.15

Ben geldim..


Aniden hastaneye yatırıldığım o gün bebeğimi benden alacaklar diye çok korktum..
Sadece 1700 gr dı ve ciğerleri henüz gelişmemişti..
Hiç kimseyi, telefonumu dahi odaya almadıkları o yerin doğumhane olduğunu sonradan öğrendim.
O güne kadar preeklampsi nedir hiç duymamıştım. Ne kadar ciddi bir hastalıkmış meğer!
Tek çözüm bebeği anneden ayırmakmış.
Gözde ışık çakması, şiddetli baş ağrısı, mide bölgesinde ağrı ve düşmek bilmeyen tansiyonum..
Preeklmapsinin tüm belirtilerini taşıyordum.
Minicik yavrumu benden ayıracaklar mıydı?
Yaşama şansı var mıydı?

İçimde tarifsiz korku ve hüzünle test sonuçlarımın çıkacağı günü bekledik.
Zaman geçmek bilmiyordu..
Ben ise bebeğimin benimle birlikte biraz daha kalması için Allah'a yalvarıyordum.
* * *
3 gün hastanede yattım..
3. gün sonunda test sonuçlarıma göre preeklampsi olmadığım ama risk altında olduğum ortaya çıktı.
Bebeğimin içinde bulunduğu amniyon sıvısı azalmıştı, boynunun yanından kordon geçiyordu ve bu yüzden sürekli hareket takibi yapıp gün sonunda 10'dan az tekme atarsa acilen doktorumu aramam gerekiyordu.. Tansiyonum 14,5-9,5 ları gördüğü için sınırın üstündeydi ve günde 3 kez tansiyon ilacı içmem gerekiyordu ama ben sevinçten uçuyordum..
Şükretmek..
Evet, şükretmek buydu..
Normalde kafama takacağım bir ton şey söylemişti doktorum, ama ben kızımı benden erkenden almak zorunda kalmadıkları için çok çoook mutluydum..
* * *
Hala risk altındayım, doğru..
Dua etmekten ve ilaçlarımı düzenli içip sürekli tansiyonumu ölçtürmekten başka yapabileceğim bir şey yok bu konuyla alakalı..Ama kızım hala benimle ve binlerce şükür ki sağlıklı..
Benim için en önemlisi de bu, başka hiç bir şey umurumda değil...
İnşallah vaktinde gelir melek kızım benim..
Vaktinde ve sağlıkla inşallah..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder